Başkanın Mesajı

Prof. Dr. Faruk BİLİR

Günümüzde bireylere ilişkin çeşitli veriler gelişen teknolojinin de etkisiyle her gün farklı platformlarda kolaylıkla işlenebilmekte ve aktarılabilmektedir. Bu verilerin işlenmesi kişiler ile mal ve hizmet sunanlar bakımından bazı kolaylıklar ve avantajlar sağlasa da verilerin istismar edilme riskini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, kişisel verileri koruyabilmek adına hukuki bir altyapının oluşturulması da zorunluluk haline gelmektedir.

Kişisel verilerin korunmasının özünde kişiliğin korunması yer almaktadır. Bu açıdan bakıldığında, kişisel verilerin korunması hakkı, özel hayatın gizliliği hakkının özel bir biçimi olarak kişinin onur ve şahsiyetinin korunması ile kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi için bireyin temel hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır.

2010 yılında yapılan değişiklik sonucunda Anayasanın 20'nci maddesine eklenen fıkra ile kişisel verilerin korunması Anayasal güvence altına alınmış ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin usul ve esasların kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Yapılan düzenleme ile Türkiye’de kişisel verilerin korunması alanında çerçeve Kanuna olan ihtiyaç giderilmiştir. Kişisel verilerin korunması ile ilgili sektörel nitelikteki düzenlemelerin ise Kanunda yer alan genel nitelikteki hükümlere bağlı kalacak şekilde, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından Kanuna uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Kanunla, kişisel verilerin işlenmesi disiplin altına alınarak sınırsız biçimde ve gelişigüzel toplanması, yetkisiz kişilerin erişimine açılması, ifşası veya amaç dışı ya da kötüye kullanımı sonucu kişilik haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin denetim mekanizmaları oluşturularak, bu verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesinin engellenmesi hedeflenmektedir.

Kanun kişisel verilerin işlenmesini sınırlamamakta, tam tersine veri temelli ekonomide daha rekabetçi bir noktada olabilmek adına kişisel verilerin işlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Diğer bir ifadeyle, Kanunda kişisel verilerin korunması hakkı ile veri temelli ekonomi arasında bir denge tesis edilmesi gözetilmektedir.

Kanun, kişisel verileri işlenen gerçek kişiler ile bu verileri tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla işleyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında uygulanmaktadır.

Kişisel Verilerin Korunması Kanununun yürürlüğe girmesi ile birlikte, Kanunda verilen görevleri yerine getirmek üzere, idari ve mali özerkliğe sahip ve kamu tüzel kişiliğini haiz Kişisel Verileri Koruma Kurumu kurulmuştur. Kurum, karar organı olan Kişisel Verileri Koruma Kurulu ve Başkanlık teşkilatından oluşmaktadır. Kişisel Verileri Koruma Kurulu, 9 üyesinin 12.01.2017 tarihinde yemin etmesi ile faaliyetlerine başlamıştır.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu genel olarak Kanunun çizdiği sınırlar çerçevesinde düzenleyici işlem yapmak, kendisine yapılan şikâyetleri incelemek, uygulamada yaygın olduğuna kanaat getirilen ihlaller hakkında ilke kararları almak, Başkanlık tarafından kamuya açık olarak tutulan Veri Sorumluları Sicilinin gözetimini yapmak ve kişisel verilerin temel hak ve özgürlüklere uygun şekilde işlenmesini sağlamak ile görevlidir. Kurul, bu görev ve yetkilerini bağımsız olarak yerine getirir. Görev alanına giren konularla ilgili olarak hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez, tavsiye veya telkinde bulunamaz.

Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uyum hem hukuki hem de teknik boyutları olan uzun soluklu bir süreç gerektirmekte olup, bu çerçevede kişisel verilerin korunmasına ilişkin teknik ve hukuki olarak alınacak tedbirlerin önemi inkâr edilemez. Ancak, kişisel verilerin korunması konusunda sorumluluğun öncelikle bireylerin kendisinde olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kişisel verileri toplanan, işlenen ve aktarılan bireylerin kişisel verilerini korumaları ve sahip oldukları hakları noktasında bilinçlenmeleri en az yasal düzenlemelerin ve teknik tedbirlerin varlığı kadar önem taşımaktadır. Bu anlamda, Kurumumuzca yürütülen çalışmaların da katkısıyla gerek veri sorumluları gerek ilgili kişiler nezdinde kişisel verilerin korunmasına ilişkin farkındalık düzeyinin artmasını ve toplumsal düzeyde bu yönde bir kültür oluşmasını temenni ederim.

Saygılarımla.